EkonomiMatematik

Karteller, Ekonomi ve Ekonomik Rekabet​

Karteller, Ekonomi ve Ekonomik Rekabet

Çoğu insan için ekonomi oldukça sıkıcı, anlaşılmaz ve matematiksel bir sistemdir. Bize hep bu doğrultuda bir bilgi verilmiştir veya ekonomi hep böyle algılayacağımız şekilde anlatılmıştır. Ancak ekonomist Alfred Mill’e göre ekonomi hiç matematik bilmeden de ilkesel olarak anlaşılabilecek bir sistemdir. Bir başka öğretilmiş yargı da daha ilkokuldan gelen “işbirliği her zaman iyidir” bilgisidir. Maksimum fayda elde edilir ve daha da önemlisi insanlar birbirine yaklaşırdı bu sayede. Elbette çoğu alanda buna itiraz etmek oldukça zordur. Ancak konu ekonomi olunca bazı işbirlikleri faydayı azaltabilir. Şimdi gelin beraber hem ekonominin hiç rakam kullanılmadan da anlaşılacağını hem de işbirliğinin ekonomide kötü sonuçlar doğurabileceğini kanıtlayalım.

Ekonomik Yarış

Bilindiği üzere Sanayi Devrimi sonrasında ekonomik hareketler oldukça ciddi bir hız kazandı ve bu devrim öncesinde ekonomik yarış çoğunlukla ülkeleri içerirken artık işletmeler de kendi aralarında yarışmaya başladı. Piyasa kavramı anlam kazandı ve böylece tüm bu sektörün odağına tüketici oturdu. Bu durumun sonrasında tüm firmaların ve işletmelerin ortak hedefi kendi ürününü tüketecek kişi sayısını arttırmak oldu. Bu nedenle de reklamcılık sektörü oluştu. İşletmeler için matematik aslında oldukça basit oldu. Kar arttığı sürece çok fazla soru sormalarına gerek olmadı. Yani bir işletme için önemli olan tek şey kar veya faydadır ki bir işletme için ikisi aynı anlamda da kullanılabilir.

15

Dünya Gıda Sektörünü Yöneten 10 Büyük Firma

Günümüz dünyasına geldiğimizde çoğu sektör aslında beş ila altı büyük şirket veya işletme tarafından yönetilmektedir. Örneğin OXFAM’in 2014’te yaptığı araştırma sonucunda tüm Dünya gıda sektörünün 10 büyük şirket olan Nestle, Coca Cola, Unilever, Danone, Associated British Foods, Kellogg’s, Mondelez, MARS, General Mills ve Pepsico tarafından yönetildiğini göstermiştir. Evet, yalnızca bu on marka bildiğiniz diğer tüm markaların sahipleridir. Örneğin, Algida bir markadır ama Unilever’e bağlıdır. Tüm o bildiğiniz markalar aslında bu 10 şirkete ait alt şirketler veya markalardır. Böylece bu firmalar tüm sektörü yönetmektedir. Bu birkaç büyük üretici firmanın hakim olduğu bu sektörler(oligopol sektörler) tüketici için mutluluk vericidir. Bunun nedeni de bu büyük şirketler birbirleriyle devamlı olarak yarış halindedir.

Oxfam Raporu
Gıda Sektörünün 10 Büyük Firması
Görsel Kaynağı: Oxfam

Rekabet: İyi mi Kötü mü?

Mesela iki fast food firması düşünelim. Bu firmaların aşağı yukarı aynı ürünü sattığını düşünürsek tüketici çekmek için sundukları ürünleri veya şartları güzelleştirmeleri gerekir. Restoranlarında temizliğe ekstra dikkat etmeleri gerekir, fiyatları çok yükseltemezler veya devamlı olarak yeni ve güzel ürünler sunarlar çünkü bunları yapmadıkları takdirde rakip firma kendi müşterilerini çalabilir. Bu gibi faktörler sayesinde rekabetin varlığı doğrudan tüketicilere yaramaktadır. Bir başka örneği de şu şekilde verelim. TRT zamanında tek kanalken yani izlenecek başka bir kanal yokken, televizyona ne koyarsa koysun ciddi bir izleyici kitlesini sağlayabilirdi. Ancak, yeni kanallar geldikçe izleyici kazanmanın yolu iyi içerikler hazırlamaktan geçti. Yani, rekabetin oluşması doğrudan tüketicinin daha kaliteli ürünleri ucuza alabilmesine neden olur.

Grafik Görseli

Rekabet Azalırsa Ne Olur?

Öncelikle rekabetin nasıl azalabileceğini anlamamız gerekiyor. Az önce rekabetin varlığının doğrudan tüketicinin düşük fiyatlara iyi ürünler bulmasına yaradığını anlatmıştım. Peki firmalar açısından baktığımızda rekabet, aynı zamanda düşük de kar demektir. Dolayısıyla rekabet ile iş birliği arasında bir tercih yapılması gerektiğinde firmalar doğrudan iş birliğini tercih etme eğiliminde olacaklardır. Bu durumda kartelleşmeyi sağlar ve kartelleşme de piyasa üzerinde doğrudan hak sahibi olunmasını sağlar. Şunu düzeltelim öncelikle. Kartel dediğimiz oluşum mafya değildir veya kanunsuz işler yapan insanlar topluluğu değildir. Kartel, rekabet yerine iş birliği yapan üreticilerdir. Şimdi de gelelim bunun tüketiciye zararlarına. Örneğin fast food zincirinde bir menünün ortalama fiyatına 10 tl diyelim. Az önce anlattığım piyasayı yöneten iki firma da 10 tl’den yukarı çıkamıyordu çünkü birisi çıkarsa tüketici ötekine hücum edecekti. Ancak eğer bu iki veya daha çok firma birleşmeye karar verirse yani fast food yapan firmalar el ele verirse isterlerse fast food’u 30 tl’ye de satabilir olurlar. Böylece müşterilerinin yarısı gitse bile kalan yarısından 3 kat para kazanır olacaklardır.

Rekabet Daima Tüketici İçin Yararlıdır!

Bir başka örneği çikolatadan verelim. Markete girdiğinizde türlü çikolata markalarının ortalama 5 tl’ye satıldığını düşünelim. Çikolata, gelir gözetmeksizin neredeyse her evde olan bir günlük ürünken bu firmaların birleşip de aynı çikolatayı 100 tl’ye satacağını hayal edelim. Bu durumda başka kimse çikolata satamadığından çikolata alımı yine olacaktır yalnızca artık lüks sınıfına girecektir. Anlatmaya çalıştığım nokta ise aslında firmaların anlaşma yapmasının asla tüketici yararına sonuç vermeyeceğidir. Hatta ekonomist ve filozof Adam Smith zamanında -ki kendisi 1700’lerde yaşamıştır- tüketici için daima rekabetin yararlı olacağını savunmuştur. Bir başka modern çağ örneği de OPEC’tir. OPEC doğrudan petrol fiyatına karar veren ülkeler arası bir karteldi. Tüm petrol rezervleri ve pazarları kendilerine aitti ve bu dönemler dünya açısından petrol fiyatlarının en yüksek olduğu dönemlerdi.

Para Görseli

Ancak günümüzde ciddi bir rekabet sürmektedir ve kartelleşme oldukça azalmıştır. Bunun nedeni de büyük firmaların zaten sektörleri ele almış olmaları ve her türlü ciddi bir kar oranı yakalamış olmalarıdır. Ayrıca kartel oluşturmanın riski yeni firmaların piyasaya karizmatik bir giriş yaparak kartellerin sunmadığı kolaylığı tüketiciye sunabilmesidir. Bu nedenle de firmalar kartelleşmeden uzaklaşmaktadır. Buna ek olarak dünya, bireyleri tamamen merkeze almış bir halde olduğundan dayatmacı kartelliği de tercih etmemektedir.

Yani özetle, ekonomi sadece girdi çıktı hesabı yapan sayısal bir bilim değildir. Ayrıca ekonomide rekabet her zaman tüketici yararınadır. Önümüzde rekabetin tavan yaptığı günler görme dileğiyle!

Kaynakça ve İleri Okuma

10, D., & Kramer, A. (2021, April 22). These 10 companies make a lot of the food we buy. Here’s how we made them better. Retrieved April 30, 2021, from https://www.oxfamamerica.org/explore/stories/these-10-companies-make-a-lot-of-the-food-we-buy-heres-how-we-made-them-better/

Mill, A., & Mayer, D. A. (2016). Economics 101: From consumer behavior to competitive markets–everything you need to know about economics. Avon, MA: Adams Media.

Kullanılan görsellerin kaynaklarına, görsellerin üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bize Destek Olmak İster Misiniz?

  • Dilerseniz Patreon hesabımız üzerinden bize aylık veya tek seferlik bağış yaparak destekte bulunabilirsiniz.

Bağış Yapmak İstiyorum!

Reklam

Tufan Özdemir

Merhaba! Ben Tufan Özdemir. ODTÜ’de felsefe bölümü öğrencisiyim. Felsefe hayatın ve hayatımın büyük bir parçası oldu. Bu nedenle de bu sitedeki yazılarımın geneli felsefe üzerinedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu