Psikoloji - Sosyoloji

Asch Sosyal Uyum Deneyi: Sürü Psikolojisinin Gücü

Eminim birçoğumuz, sosyal çevremizde bazı durumlarda, kendi isteklerimizi, düşüncelerimizi geri planda tutarak çoğunluğa uymak zorunda kalmışızdır. Bu, uyum sağlamak adına yapılmış küçük fedakârlıklar olarak yorumlanabileceği gibi; çevre tarafından yargılanmamak, dışlanmamak için yalan söylemek olarak da görülebilir. Hatta bazen de biz dışındaki herkes aynı şekilde düşündüğünden kendi fikrimizi, davranışımızı sorgularız. Bu durumu, bir sınav çıkışında, arkadaşlarınızın tartıştığı bir soruya sizin dışınızdaki herkesin aynı cevabı vermesi ve her ne kadar o soruyu kendinizden emin bir şekilde yapmış olsanız da doğruluğundan şüphe duymaya başlamanıza benzetebiliriz.

danique tersmette LPigDNOV2RY unsplash

Bugün bir insanın uyum konusunda başka insanlara ne kadar bağlı olduğunu bize gösteren Asch Sosyal Uyum Deneyi‘ni mercek altına alacağız! Hani bir dizi insan tuvaletin önünde sıra oluşturduğunda siz de hepsinin dolu olduğunu düşünür ve doğrudan o sıraya girersiniz ya, işte tam öyle bir durumu konuşacağız. Bu deneyimizde, Amerikalı sosyal psikolog Solomon Asch, bir mizansen yaratıyor. Bu senaryoda, inceleme için bir grup insan bir araya getiriliyor. Varsayalım ki grupta hepsinin denek olduğu söylenen 10 kişi var ancak gerçekte 10 kişinin 9’u önceden seçilmiş oyuncularımız. Yani deneye gerçekten katılan sadece bir kişi var. Tabi bu bir kişi, kendisini, kendisi gibi deneklerden oluşan 10 kişilik mini bir klana ait sanıyor. Bu durumda zavallı denek, kendisine oynanacak oyundan bihaber. İşte deney bu şartlarda başlıyor.

Boy Tahmini

Sosyal psikolog Asch, tüm sınıfa iki kâğıt gösteriyor. İlk kağıtta tek bir çizgi var. İkinci kâğıtta ise A,B ve C olarak adlandırılmış üç tane çizgi bulunmakta. Bu üç çizgiden C çizgisi bariz bir şekilde ilk kağıttaki çizginin aynısıyken, A ve B ise ona kıyasla, görülür şekilde daha kısa veya daha uzundur. Bilim insanımız deney ekibine hangi çizginin ilk kağıttakine benzer olduğunu soruyor ve sonra tek tek şıkları söylüyor. Önceden birbiri ile sözleşen oyuncular, ilk etapta dikkat çekmemek için doğru cevap olan C çizgisini söylüyor. Bu durumda, asıl denek de mantıklı olarak C çizgisini söylüyor yani doğru cevabı veriyor. İkinci seferde ise, ilk kağıt başka bir çizgi ile değiştiriliyor ve aynı işlem tekrarlanıyor. Oyuncular yine mantıklı ve doğru olan cevabı söylüyorlar. Bu şekilde dışarıdan gelen katılımcı, oyunculardan hiçbir şekilde şüphelenmiyor ve onların da kendisi gibi mantıklı olduğuna inanıyor.

Asch deneyi

Üçüncü adımda ise bu mantık çizgisi derinden bozuluyor. Gösterilen çizgi, bu sefer başka bir çizgiyle uyuştuğu halde oyuncularımız sesli şekilde bambaşka bir cevap veriyor. Bu durumda deneğimiz, ilk başta kendi mantıklı cevabının arkasında durarak doğru cevabı veriyor. Araştırmacı psikolog da tüm cevapları aldıktan sonra, onların doğruluğu üzerine herhangi bir yorum yapmıyor ki deneğimizin kafası daha çok karışsın. Şimdi gelin, denek sonraki aşamalarda da bu kararlılığını sürdürdü mü kısmını bir kenara bırakalım. Burada asıl soru siz ne yapardınız? Çoğunluk nereye kadar saçmalar gibi görünürdü? Bir noktada “Ya acaba ben yanılıyor muyum?” der miydiniz? Yoksa inatla doğru gördüğünüzü sürdürür müydünüz?

Sonuçlar

Deneyin sonuçlarına göre, araştırmaya katılan her dört kişiden üçü çoğunluğa en az bir kez uyarak onların cevabını vermiş, yalnızca dört kişiden birisi kendi gördüğünün arkasında durmuş. Katılımcıların %5’i ise sürekli çoğunluğa uymuş. Bu yazıyı kısa tutmak adına, deneyin detaylarından bahsedemiyoruz. Dilerseniz deneyin daha kapsamlı sonuçlarına “Kaynakça ve İleri Okuma” kısmındaki kaynaklardan ulaşabilirsiniz.

Bizi Hayatta Tutan Değer: Uyum Sağlama Gücü (Adaptasyon)

Peki, bu deney bize ne ifade ediyor? Hadi şimdi deneyimizin analizi ile devam edelim. Bu deney, nicel bir deneydir. Yani, katılımcılar karşılarında net bir şekilde analizini yapabilecekleri çizgiler görmektedir. Buna rağmen, katılımcılar kendi görülerini çoğu zaman bir kenara bırakıp çoğunluğu takip etmişlerdir. Bunun bariz bir şekilde nedeni, bizi hayatta tutan bir değerimiz yani uyum sağlama yeteneğimiz.

Bukalemun

Bukalemunların ortamın rengini alarak hayatta kalma şansını arttırması gibi, biz de içgüdüsel olarak uyum sağlama eğilimi gösteririz. Bu, vücudunuzun yaşadığınız coğrafyanın sıcaklığına uyum sağlamasından tutun, gittiğiniz ülkenin kültürüne kendinizi adapte etmenize kadar birçok yerde kendini gösterir. Asimile olmak gibi olumsuz deyimler bu özelliği yerse bile bu biyolojik olarak bizi hayatta tutan bir yetenektir. Elbette, bazı durumlarda bizi biz yapan değerlerimizden veya kendi doğrularımızdan ödün vermememiz gerekir ama sosyal bir varlık olarak da çevremize uyum sağlamak kaçınılmazdır.

Özetle, “Asch Sosyal Uyum Deneyi”, insanların çoğunluğun görüşüne uyarak kendi fikirlerinden vazgeçebileceğini ve yalnız kalmaktan korktuklarını göstermesi açısından önemlidir. Bu deney, sosyal psikolojide, özellikle grup dinamikleri ve sosyal uyum konularında birçok araştırmacı için ilham kaynağı olmuştur.

Kaynakça ve İleri Okuma

S. Dunn. (2008). Research Methods For Social Psychology. ISBN: 1405149809. Yayınevi: Wiley-Blackwell Mcleod, S. (n.d.). Solomon Asch – Conformity experiment.

Asch Conformity Experiment – Simply Psychology. Retrieved January 2, 2023, from https://www.simplypsychology.org/asch-conformity.html

E. Asch. (2019). Effects Of Group Pressure Upon The Modification And Distortion Of Judgments.

(2019, June 8). Solomon Asch’s study on conformity explained. YouTube. Retrieved January 2, 2023, from https://www.youtube.com/watch?v=lVE38XM2puY

Reklam

Bize Destek Olmak İster Misiniz?

  • Dilerseniz Patreon hesabımız üzerinden bize aylık veya tek seferlik bağış yaparak destekte bulunabilirsiniz.

Bağış Yapmak İstiyorum!

Tufan Özdemir

Merhaba! Ben Tufan Özdemir. ODTÜ’de felsefe bölümü öğrencisiyim. Felsefe hayatın ve hayatımın büyük bir parçası oldu. Bu nedenle de bu sitedeki yazılarımın geneli felsefe üzerinedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu