DilbilimKültür/SanatPsikoloji - Sosyoloji

Aşk Tanrısı Aşık Olabilir Mi? Aşkın Psikolojiyle Yakın İlişkisi

Bugün Yunan Mitolojisindeki en hoş hikayelerden birini inceleyeceğiz. Bu hikayemizin başrolünde ise belki de en popüler Tanrı yer almakta: Eros. Yayı ve aşık eden okları ile gezen genç bir delikanlı. Peki, Aşk Tanrısı, aşık olabilir mi?

Önce Eros’u tanıyalım. Eros, Savaş Tanrısı Ares ile Aşk Tanrıçası Afrodit’in oğludur. Roma Mitolojisinde ise Cupid olarak bilinir. Cupid, Latince “tutkulu arzu” anlamına gelen “Cupido” kelimesinden gelir. Eros, arzu, erotik aşk, çekicilik ve şefkat tanrısıdır, kısacası.

Afrodit’i Kıskandıran Kadın

Milet kralının üç kızından biri olan Psyche gerçekten inanılması güç bir güzelliğe sahiptir. Öyle ki Tanrıça Afrodit bile onu kıskanmıştır. Artık insanlar Psyche’ı insan üstü bir konuma koyar ve Tanrıça Afrodit’e tapınmayı unuturlar. Pabucunun dama atılmasına bir hayli sinirlenen Afrodit, oğlu Eros’u yanına çağırır ve insafsız bir istekte bulunur. Eros’un, Psyche’i dünyadaki en çirkin insana aşık etmesini ister. Bu görev Eros için pek de zor değildir. Yayını ve okunu alıp Psyche’nin yanına gider. Sıradan bir iştir onun için. Ama orada, herkes gibi olmayan birisiyle karşılaşır. Kızın güzelliğini görünce sarhoş olan Eros, tam oku fırlatacağı sırada odağını kaybeder ve yanlışlıkla kendini vurur. (Kim bilir, belki de böyle güzel bir kız görünce “Ya herkeste işe yarıyor bu oklar, acaba bende de işe yarar mı? Şimdi denemeyeceksem ne zaman deneyeceğim?” diyerek bilinçli olarak vurmuştur kendini) Kendi okuyla vurulmuştur Eros. Artık bu kıza aşıktır. Kız da ona.

Eros 3

Kültürümüze ne kadar da yakın değil mi? Birine ilk görüşte aşık olduğumuzda bazen “vuruldum” fiilini seçeriz. Bu da aslında Eros’un okuyla vurarak aşık etmesinden gelir. Hatta, İspanyolcada ilk görüşte aşkı anlatan “flechazo” kelimesinin bire bir çevirisi “bir okla vurulmak” şeklindedir.

Her neyse, hadi hikayemize geri dönelim. Eros kızı gördükten sonra annesi Afrodit’in isteğini yerine getirmekten vazgeçer. Kızın tatlı bir uykuya dalmasını sağlar ve onu muhteşem bir saraya getirir. Pysche bu sarayda uzun bir süre Eros ile mutlu zamanlar geçirir. Ama ortada ilginç bir durum vardır. Eros geceleri zifiri karanlıkta saraya geliyor ve gün doğmadan ayrılıyordu. Yani Pysche hiçbir zaman Eros’un yüzünü göremiyordu. Gerçekten körü körüne bir aşktı bu. Yine de Pysche buna rağmen mutluydu. Eros’un tek istediği şey buydu. Yüzünün görünmesini istemiyordu. Teoride aşkı en iyi bilen kişinin pratikte biraz sıkıntıları vardı. Unuttuğu şey insanın meraklı bir canlı olduğuydu.

Birine Karşı Ansızın Bir Merak Duymaya Başlarsınız, Korkunç Bir Merak…

Gerçekten de aşık olduğu adamın bir kere bile yüzünü görmemişti Psyche. Belki de aşkı körükleyen şey bu bilinmezlik durumuydu. Birine aşık olduğumuzda onu merak ederiz. Hakkında her şeyi öğrenmek isteriz. O yüzdendir ki Flaubert aşkı şöyle tanımlar:

“Merak. Birine karşı ansızın merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak… Bu yüzden aşka en uzak cümle senden nefret ediyorum değil, artık bilmek istemiyorumdur.”

Eros

Psyche de bu doğal sürecin kurbanı olmuştu. Sadece onu merak ediyordu. Eros’un en azından yüzünü görmek isteyen kız, bir gece Aşk Tanrısı mışıl mışıl uyurken yataktan kalkıp bir mum yakar ve oğlanın yüzüne doğru tutar. Onu gördüğü anda adeta tekrardan aşık olur Psyche. Bu adam hayatında gördüğü en yakışıklı erkektir. Derken o sırada kızın elindeki mumdan kızgın bir damla Eros’a damlar. Sıcak mumun damlamasıyla uyanan Eros, karşısında ona bakan kızı gördüğünde hayal kırıklığına uğrar. Tüm güveni sarsılmıştır. Kızdan istediği tek şey vardı ve merak duygusuna kapılan kız bu kırmızı çizgiyi geçmişti.

O sırada Eros’un yüzünden düşen bin parçadır. “Ya ben sana güvenmiştim!” temalı tepkiler verir. Artık ağzından çıkanı kulağı duymuyordur. Kıza, aslında onu cezalandırmak için gönderildiğini fakat sonrasında “yanlışlıkla” ona aşık olduğunu anlatır. “Ben bu ilişkiye olan inancımı kaybettim Psyche!” der ve kızı oracıkta terk eder. Kıza karşı kaybettiği güven duygusunu da yanına alarak kanatlarını açar ve pencereden uçarak gözden kaybolur.

Aşk İçin Ölmeli Aşk, O Zaman Aşk!

Kız uzun bir süre aşık olduğu adamı arar. Duruma çok pişman olmuştur ama artık nafiledir. Eros ne kadar sevse de bir daha güvenemeyeceği bu kıza gözükmez. Son çareyi Eros’un annesi Afrodit’in yanına gidip ona yalvarmakta bulan Psyche, oğlan için her şeyi yapacağını söyler. İçten içe güzel kızın bu acınası haline mutlu olan Afrodit, Psyche’e başaramayacağından emin olduğu birçok zorlu görev verir.

Birbirinden zorlu bu görevlere adeta “Aşk için ölmeli aşk, o zaman aşk!” diyerek giden Psyche’in imkansızı başaracağına inancı tamdır. Saf ve temiz kızı gören herkes ona yardımcı olur. Hatta Tanrı Zeus bile bu kızın içindeki aşka inanır ve ona yardımcı olur. Bu görevler şu şekildedir.

İlk görev tahılların içinden tane buğdayları ayıklamaktır. Samanlıkta iğne aramanın farklı bir versiyonu gibi düşünebiliriz. Karıncaların da yardımıyla Psyche bu görevi tamamlar. İkinci görevde ise bir çobanın yardımıyla altın koyunların yünlerini kırpar. Son görev ise en tehlikelisidir. Çünkü Afrodit, insanın karşı koyması en zor duygularından birini artık biliyordur. Kızın da ilk sınavdan başarısız olduğu bu sınav… Bu görevde ise Hades’in eşi Persephone’de bulunan bir makyaj kutusunu alması gerekmektedir. Fakat, ne olursa olsun, asla bu makyaj kutusunu açmaması gerektiğini tembihler. Kırmızı çizgi budur. Pysche, görevin ilk aşamasını tamamlar. Makyaj kutusunu alır. Ancak, merak duygusuna yenik düşer ve kutuyu açar. Kutunun içinden ölüm uykusu çıkar. Açar açmaz yere yığılır.

Sana Kız Mı Yok Oğlum?

Bu sırada Eros ne mi yapıyordur? Hiçbir şey. Acılar içinde kendini kapatır. Adeta Avengers: Endgame’deki Thor misali dünya ile bağını koparmıştır. Güven problemleri yaşayan Eros’un depresyonu tüm dünyayı olumsuz etkiler. Dünyadaki aşk, sevgi, eğlence ve mutluluk duyguları giderek azalır. Yerini sıkıcılık ve huzursuzluk hissi kaplar. İşte böyle, istediği herhangi birini tek bir okla kendine aşık edebileceğini biliyordu. Ama güven duygusu olmadıktan sonra aşkın bir anlamı var mıydı? Maalesef cephanesinde güven oku bulunmuyordu.

Reklam

Ufak bir parantez açmış olalım buraya. Aşk Tanrısı’nın en yakın dostu ise Pothos’dur. Özlem Tanrısı.

Zeus hem Eros’un depresyonundan hem de Psyche’nin aşkı için katlandığı imkansız görevlerden haberdar olur. Fakat Zeus, Eros’un yanına giderek “Boşver o kızı, sana kız mı yok oğlum?” demek yerine, “Olur böyle şeyler. Bak bu kız sana olan aşkı için nelere katlanıyor?” temalı bilge bir konuşma yapar. Zeus’un nasihatlerini dinleyen Eros, uyuyan güzel Psyche’nin yanına gider. Onu uyandırarak Tanrıların yaşadığı Olimpos Dağı’na getirir. Zeus, Psyche’e ölümsüzlük verir. Ve Eros ile Psyche sonsuza dek mutlu yaşarlar.

Eros Tombik Yanaklı Bir Çocuk Mu, Genç Bir Adam Mı?

Mutlaka rastlamışsınızdır Eros’un çizimlerine. Çoğu zaman küçük bir çocuk olarak tasvir edilir. Eskiden ise tam tersine yakışıklı genç bir adam olarak betimlenmekteymiş. Rönesans döneminden itibaren Eros tasvirleri “tombik tatlı küçük bir çocuk” şeklini almıştır. Belki de bunun sebebi aşkın çocukça davranmakla yakından ilişkisidir. Vurduğu kişinin de çocuklaşmasını sağlar. Bu yüzdendir ki aşık olan büyük insanlar bile sevdiğinin yanında çocuklaşır. Bu yaptığını çocuk yapmaz denilecek kadar saçma şeyler yapabilir. İnsan aşık olduğu kişinin yanında çocuklaşır ve rahatça saçmalayabilir.

Eros 2

Ölümlü Doğup Ölümsüz Olan Şey: Ruh

Bu arada Psyche kelimesi size tanıdık geldi mi? Psikoloji, Psikolog ve Psikiyatri gibi kelimelerin kökeni işte tam bu güzeller güzeli kızdan gelmektedir.

Hadi biraz daha bağlantı kurmaya çalışalım. Psikoloji aynı zamanda ruh bilimi olarak adlandırılır. Kelimeyi parçalara ayıralım. -loji son eki “herhangi bir alandaki çalışmalar” demektir. Bizim örneğimize döndüğümüzde bu kısmı doğrudan bilim olarak da tanımlayabiliriz. O halde Psiko, ya da mitolojideki orijinal hali olan Psyche ruh demektir.

Eros 4

Artık Psyche’nin hikayesini bildiğimize göre onun ruh ile bağlantısı hakkında da fikir yürütebiliriz. Psyche bir ölümlü olarak dünyaya gelmiştir. Fakat, sonrasında Zeus onu ölümsüz hale getirmiştir. Böylece ruh, ölümlü bedenin içinde doğmasına rağmen ölümsüzlüğe kavuşmuştur.

Gerçekten de insanlık tarihinde ruh bilimiyle ilgilenen birçok değerli bilim insanı olmuştur. Konu ilginizi çektiyse Ruh Bilimi hakkındaki “Kendimi Kendimden Çıkarsam Sıfır Kalır Mı? Ruh Bilimi ve Spiritualizm” yazımıza göz atmanızı tavsiye ederiz.

Ayrıca, eğer bu tarz mitolojik hikayelerden ve etimolojik bağlantılardan hoşlandıysanız “Yükseklerde Uçmanın Tehlikeli Bir Sonucu: Ikarus ve Bağlantılı Birçok Hikaye” yazımızın da ilginizi çekeceğinize eminiz!

Bu yazı için yararlandığımız kaynakları aşağıda bulabilirsiniz. Fakat, mitolojik hikayelerin zaman içerisinde birçok farklı versiyonu oluşur. O yüzden kesin bilgiler gibi düşünmek yerine hikayelerden biri gibi düşünmek daha sağlıklı olacaktır.

Kaynakça ve İleri Okuma

+Greekacom. (n.d.). Myth of eros and psyche – greek myths: Greeka. Greekacom. Retrieved February 13, 2022, from https://www.greeka.com/greece-myths/eros-psyche/

Wikimedia Foundation. (2022, February 10). Psychology. Wikipedia. Retrieved February 13, 2022, from https://en.wikipedia.org/wiki/Psychology

Wikimedia Foundation. (2022, February 11). Cupid and Psyche. Wikipedia. Retrieved February 13, 2022, from https://en.wikipedia.org/wiki/Cupid_and_Psyche

Kaynak gösterilmeyen görseller, Canva Pro aracılığıyla telif hakkı ödenerek kullanılmaktadır.

Bize Destek Olmak İster Misiniz?

  • Dilerseniz Patreon hesabımız üzerinden bize aylık veya tek seferlik bağış yaparak destekte bulunabilirsiniz.

Bağış Yapmak İstiyorum!

Mete Esencan

Herkese merhaba! Ben Mete Esencan. ODTÜ Kimya Bölümü yüksek lisans öğrencisiyim. Temel bilim eğitimi sırasında edindiğim araştırma bilgisini ve üç yıl boyunca yönetiminde bulunduğum ODTÜ Kimya Topluluğu’nda kazandığım yöneticilik tecrübesini birleştirerek bir platform kurmayı planlamaktaydım. Bu amaçla 2021 yılının Şubat ayında ilk adımı atıp bilim, sanat ve felsefe üzerine sohbet edercesine yazılar yazabileceğimiz bir platform olan Doğa Filozofu’nu kurdum. Herkese keyifli okumalar dilerim!

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu