Felsefe

Düşünüyorum Öyleyse Varım: Descartes ve Meditasyonları

“Düşünüyorum öyleyse varım” veya Latince haliyle “cogito ergo sum” sözü dünya felsefe tarihinin belki en meşhur sözüdür. Peki, birçok insanın bu sözü aslında yanlış anladığını söylesek? Bu sözün asıl anlamı ilk duyulduğunda anlaşılandan çok daha başkadır. İlk bakışta, düşünmenin önemi anlatan ve düşünen kişinin var olduğunu savunan bir cümle gibi algılarız. Peki gerçek nedir?

Ünlü Matematikçinin Büyük Arayışı: Gerçek

Bu sözün sahibi René Descartes’tir. Kendisi aslında döneminin en ünlü matematikçilerinden birisidir. Alanına kattıkları oldukça fazladır. Peki Descartes’in felsefe tarihine girişi nasıl olmuştur? Descartes döneminde oldukça yaygın bir arayış vardı: gerçek. Buradaki gerçekten kastımız günümüzde sıklıkla kullandığımız anlamıyla bir konunun aslı değil.

Descartes’e göre gerçek, doğrudan bir sonuçtu. Tek bir gerçek. Evreni açıklayan yegâne gerçek. Descartes buna ulaşmayı kafasına koymuştu. Bu gerçeğe ulaşmak için meditasyon yapmaya başladı. Bu meditasyonlar bizim anladığımız türden değildi. Daha çok yoğun düşünce seanslarıydı.

Dusunen kadin

Descartes’in Meditasyonları: Yoğun Düşünce Seansları

İlk seansının sonunda, gerçeğe ulaşmanın yolunu bulmak için geçmişinden gelen tüm yanlışları silmesi gerektiğini fark etti. Küçükken ailesinin söylediği yanlışlar, bazı konularda sahip olduğu hatalı bilgiler vb. Tüm bunları silmeliydi. Tabii burada kendisi de kısa süre sonra yeni ihtimallerle cebelleşmek zorunda kaldı. Descartes bunları yapmayı başarsa bile, zihninin onu geride bırakacağını düşündü. Bazen gözümüzün yanlış görmesi, rüyaların bizi yanıltması, sesleri tam ayırt edemememiz gibi küçük küçük algı hataları yani. Descartes özellikle bu algı yanılsamasını aşırı ciddiye almaya başlamıştı. Öyle ki, kendi zihninin kendisine oynadığı oyunların bazı şeylerin gerçekliği üstüne olduğunu düşünüyordu. Başka bir deyişle, gördüğü şeylerin doğruluğundan şüphe etmeye başladı. Dahası, buna doğrudan inanmasa da, %1 bile olsa zihninden şüphe etmesi gerçekliğin önüne geçebilirdi. O nedenle Descartes, başka şeylerin varlığına inanmayı bıraktı. Var da olabilirlerdi yok da. İşte bu Descartes ile gelişen septisizmdi yani şüphecilikti. Descartes yalnızca %100 gerçek olan şeyleri kabul edecekti.

Şu durumda Descartes için hiçbir şey tam anlamıyla gerçek değildi. Descartes çok geçmeden ilk gerçek olanı buldu o da ta kendisiydi. Belki onunla konuşan kişinin gerçekliğinden emin olamazdı ama tüm bunları sorgulayan bir zihinden yani kendi zihninden emin olabilirdi. En nihayetinde, en azından düşünen Descartes vardı. Kendi varlığını bile sorgulayabiliyordu. Tabii bu belki kendisinin alıştığı, eli, ayağı olan ve adı Descartes olan Descartes değildi ama en azından zihin olarak kendisi vardı. “Düşünüyorum öyleyse varım” sözü işte bu düşüncenin ürünüdür. Sorgulayan bir zihin olduğu için kendisi vardı. Bu kesindi.

Gercekligi sorgulama meditasyonu

Matematiğe bu kadar hizmet sunan bir matematikçi olarak kendi kanıtlarından bile şüphe etti. Onun için tek gerçek kendi zihniydi. Çok geçmeden ikinci bir gerçeği de benimsemişti: Tanrı. Descartes, bu zihnin bir yaratıcısı olduğuna kanaat getirmişti. Tabii yine Tanrı’nın karakterini ve nasıl olduğunu bilmiyordu ama en azından bir yaratıcı olarak ona inanmıştı. Bu iki gerçekliğe inansa bile kalan her şeyi yok sayıyordu.

Şüpheciliğin Sonu: Çevremdeki İnsanların Gerçek Olduğundan Nasıl Emin Olabilirim?

Burada şu durumu açıklamamız gerekiyor: Descartes çevresindekilerin olmadığını düşünmüyordu ama bundan emin değildi. Bununla ilgili kesin bir kanıtı yoktu. Bu nedenle de o kanıtı elinde hissetmedikçe kabul etmiyordu ki gerçeğe ulaşsın.

İşte “Cogito ergo sum” veya “Düşünüyorum öyleyse varım.” sözü tam olarak buradan geliyordu. İşte Descartes’in hikayesi bu. Descartes’in bu yeni görüşü çok geçmeden felsefe dünyasını sorularla donattı. Algının ve gerçekliğin incelenişi tamamen değişmişti artık. Özellikle Descartes sonrası gerçeklik mercek altına alındı ve birçok filozof artık gerçekliğin bir tane olmadığına karar vermeye başladı. Düalizm ve plüralizm gibi gerçeği oluşturan şeylerin sayısı artmaya başladı.

Descartes hem şüphecilikle hem de gerçek algısına olan yorumlarıyla felsefe dünyasını kökünden değiştirdi. Bununla beraber, çoğunlukla tam olarak anlaşılmayan “Düşünüyorum öyleyse varım” sözüyle de aslında kastetmediği bir anlam sayesinde daha çok ünlü oldu diyebiliriz 🙂

Kaynakça ve İleri Okuma

Rene Descartes | Biography, Ideas, Philosophy, ‘I Think, therefore I am,’ & Facts. (2023b, October 16). Encyclopedia Britannica. https://www.britannica.com/biography/Rene-Descartes/Meditations

Meditations on First Philosophy: Study Guide | SparkNotes. (n.d.-b). SparkNotes. https://www.sparknotes.com/philosophy/meditations/

Descartes’ epistemology (Stanford Encyclopedia of Philosophy). (2019b, February 15). https://plato.stanford.edu/entries/descartes-epistemology/

 

Reklam

Bize Destek Olmak İster Misiniz?

  • Dilerseniz Patreon hesabımız üzerinden bize aylık veya tek seferlik bağış yaparak destekte bulunabilirsiniz.

Bağış Yapmak İstiyorum!

Tufan Özdemir

Merhaba! Ben Tufan Özdemir. ODTÜ’de felsefe bölümü öğrencisiyim. Felsefe hayatın ve hayatımın büyük bir parçası oldu. Bu nedenle de bu sitedeki yazılarımın geneli felsefe üzerinedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu