Felsefe

Bizi Ahlaklı Veya Ahlaksız Yapan Şey Nedir?

Bizi Ahlaklı Veya Ahlaksız Yapan Şey Nedir?

Daha önceki yazımızda (İlişki Dinamiğinden Evrensel Ahlak Yasasına Yolculuk) ahlakın neden bireysel bir yolculuk olduğunu ele almıştık. Kısaca hatırlatmak gerekirse, herkesin kendi doğruları ve yanlışları vardır. Hepimizin kurduğu ilişkiler ve bu ilişkilere göre uyduğu kurallar vardır.  Ancak her ilişki modelinin üyeleri aynı ahlaki kuralları benimsemez. Örneğin, geçen yazımızdan örnek vermek gerekirse bir çift düşünelim. Bu çiftin ilişkilerini sürdürmek için bazı temel kuralları vardır. Aldatmak gibi durumlar iki tarafta da hoş karşılanmaz ancak bazı durumlarda bu eylemin bir ilişkiyi yıktığını ve bazı durumlarda da ilişkinin buna rağmen devam ettiğini görürüz. Bunun nedeni yalnızca aradaki sevgi bağının gücünden gelmez. Aynı zamanda aldatma eyleminin ahlaki yerinin iki taraftaki farklılığından gelir. Diğer bir deyişle, aldatılan kişilerin aldatma sonrası bazıları aldatanı affederken bazıları etmez çünkü her aldatılan için aldatma aynı ahlaki yüke sahip değildir.

Gelin bunu sayısal bir şekilde ifade edelim. Her eylemin size ilişki içinde kazandırdığı bir puan olsun. Puanınız –‘ye düştüğü zaman da ilişkiniz bitiyor olsun. Kimisi için aldatma eylemi -500 puanken kimisi için -100 puandır. Bunun nedeni de herkesin etik anlayışının farklı olmasıdır. Peki diyeceksiniz ki, “Bir etik dedin bir ahlak dedin kardeşim. Hangisi hangisidir?

Etik ile Ahlak Arasındaki Fark Nedir?

Bu iki kavram sık sık birbiri yerine kullanılsa da aslında farklı anlamlara gelmektedir. Ahlak, değişmeyen genel bir anlayıştır. Kişi bu ahlak anlayışıyla doğar ve ona uygun kurallar geliştirir. Bu kurallar da onun etik anlayışını belirler. Etik toplumlar tarafından dayatılan ahlaki kurallarken, ahlak kişiden kişiye değişen bir anlayıştır.

Adalet ile yasa gibi düşünelim. Adalet herkese göre değişen bir şeyken yasa net ve kesindir. Ancak bir sorun var değil mi? Yasa bazen adalete uygun olmaz ve bu nedenle yasalar her zaman adil değildir. İşte etik de aynen böyledir. Etik her zaman ahlaka uygun değildir veya olmayabilir. Bu nedenle etik kuralları da yanlışlanabilirdir. Örneğin köleliğin ahlaki değeri her zaman aynıdır ancak toplumlar ilerledikçe kölelik konusundaki etik değerleri değişmiştir.


Ahlak Görsel
Türkçe: Kuralları Bil

Sorunlarımızı Nasıl Çözeceğiz?

“İyi diyorsun, hoş diyorsun da biz ne yapalım şimdi? Ahlak kişiden kişiye değişiyor diye elimiz boş mu duralım? Birisi birisini öldürdüğünde göz mü yumalım bu duruma?” dediğinizi duyar gibiyim. Buna cevabım kesinlikle hayır. Ahlaka uygun etik sistemler hazırlayacağız tabi ki. Ancak %100’lük bir başarı hedeflemek hayalden başka bir şey olmayacaktır. Neden derseniz şu yazımıza dönmenizi öneririm. Şimdi gelin biraz felsefe tarihine gidelim. Ahlak felsefesi, ahlaki sorunları çözmek için şu ana kadar üç ana yol sundu: “Erdem Etiği, Faydacılık ve Deontoloji

Erdem Etiği

Aristo yüzyıllar önce çıktı geldi ve bize insanların kendilerini geliştirerek daha ahlaklı olabileceğini söyledi. Peki nasıl daha ahlaklı olacağız? Cevap çok basit: Çalışarak.

Aristo’ya göre erdemli olmak bizi doğrudan ahlaka götüren bir şey. Erdemli bir davranışı benimsediğimiz zaman doğrudan ahlaklı ve mutlu bir bireye dönüşeceğiz. Örneğin, varsayalım ki cesur olmak bir erdem. Aristo’nun önerisi şu olacaktır. “Eh kardeşim, sen cesur değilsin değil mi? Korkuyorsun. Sana önerim şu. Korkularının üstüne git. Cesur birisi gibi davran, onu taklit et ve sonunda cesur olacaksın.”

Erdem etiğinin genel olarak önerisi budur. Yani ahlaklı ve erdemli davranışları yaptıkça ahlaklı bir bireye dönüşeceksin diyor. Ancak sorun şu ki, gerçekten bu davranışı benimsiyor muyuz yoksa taklit mi ediyoruz? Bunu nasıl anlayacağız? Veya ne kadar erdemi kendi içimizde barındırdığımızda ahlaklı bir bireye dönüşüyoruz?

Aristo Görsel

Faydacılık

Faydacılar çürütmesi görece daha kolay ama işletmesi daha da kolay olan bir düşünce sunuyor. Şöyle diyorlar: yaptığımız bir hamlenin ahlaki değerini, yarattığı faydaya ve zarara bakarak anlayabiliriz. Etik konusundaki en ünlü örneklerden birisine gidelim: Tramvay deneyi

Tramvay deneyi şudur. Tramvay ilerliyor ve gidebileceği iki yol var. Bir tarafta tek bir yaşlı adam öteki tarafta beş tane genç var. Tramvay hangisini ezmeli? Bu soruya faydacılar çok net bir şekilde tek olanı ezsinler der. Gördüğünüz üzere genellikle faydacılar çözüm bulmakta zorlanmaz çünkü çoğunluğun işine geleni çözüm olarak alır. Ancak bir sorun var, azınlık ekibi hep görmezden gelmiş olmuyor muyuz? Veya daha da kötüsü çoğunluğun her isteği mantıklı ve iyi midir? Örneğin kölelik. Geçmişte halkın çoğunluğu için kölelik faydalı bir aktiviteydi ve gerçekten de ekonomik anlamda faydalıydı. O zaman faydacılığa göre kölelik gibi insanlık dışı aktiviteler de ahlaki açıdan iyi bir zemine oturtulabilir oluyor.

Deontoloji

Son olarak karşınızda Deontoloji var. Immanuel Kant’ın mucidi olduğu ve ahlak felsefecilerini ikiye böldüğü etik sisteme hoş geldiniz. Açıklaması en kolay olanı da bu sanırım. Deontoloji, tıpkı adaleti yasalara döktüğümüz gibi net ve sıkı kurallar çerçevesinde ahlakı, etik kurallara dökmektir. Nasıl mı?

Kant diyecektir ki yalan söylemek her şart ve koşul altında yanlıştır. Bunu yaptığınız takdirde ahlaksız bir davranış benimsemiş olacaksınız. Yalanınızla birini kurtarmanız önemli değil. Yani yaptığınız eylemin olumlu veya olumsuz sonucu Kant’ı ilgilendirmiyor. Ona göre etik olan bu net kuralı ne olursa olsun çiğnememektir. Ancak bununla ilgili iki ana sorun var. Bazen yalan söylemek veya öldürmek daha yüce bir amaca hizmet eder. Örneğin iki tekinsiz tip kapınıza gelip arkadaşınızın nerede olduğunu sorarsa ve siz söylerseniz arkadaşınıza kötülük yapmış olur ve suçlulara yardım etmiş olursunuz. Bu durumda yalan söylemek kötülük müdür?

İkinci ana soruna gelelim. Kant’a göre yaptığınız iyilikten tatmin olmanız da problemlidir. Çünkü o zaman iyilik yapma motivasyonunuz zehirlenecektir. Yalnızca cennete girmek için veya iyilik yapınca gelen iyi hissi yakalamak için bunları yapıyor olacaksınız Kant’a göre. Ancak sorun şu, hangimiz iyilik yaptıktan sonra iyi hissetmiyoruz ki? Kant’a göre motivasyonumuz iyilik yapmak olmak zorunda ancak bu motivasyonu sağlayıp iyilik yaptıktan sonra da mutlu olmamız gerekiyor. Bu sizce de sorunlu değil mi?

Reklam

Immanuel Kant Görsel

Peki Ne Yapmalıyız?

Bu zor soruya yanıt vermeye çalışalım. Üç ana etik sistemin de sorunlu ve sürdürülebilirlik anlamında problemli tarafları olduğunu gördük. Unutulmamalı ki suçluyu belirlemek hukukun işidir. Yani yasalara bakar ve topluma zararlı kimseyi cezalandırırsınız. Ancak etik anlamda ahlaksızı bulmak zorunda değiliz. Biz kendimizden sorumluyuz ve bu anlamda doğru yolda yürüyüp yürümediğimizi anlamalıyız. Bunu anlamak için kullanılabilecek yeni bir sistemi de bir sonraki yazımızda inceleyeceğiz. Şimdilik bu kadar. Esen kalın.

Kaynakça ve İleri Okuma

Researchers from Sandiego University. (n.d.). Morality and Moral Theories. https://home.sandiego.edu/~baber/gender/MoralTheories.html.

Researchers from the Mesa Community College. (n.d.). Ethics: How do I know what is right and wrong? Introduction to Ethics. http://www.mesacc.edu/~barsp59601/text/101/notes/ethics/introethics.html.

Sloan, M. (2018, June 8). Is there a universal morality? This View Of Life. https://thisviewoflife.com/is-there-a-universal-morality/.

University, S. C. (n.d.). Ethical Relativism. Markkula Center for Applied Ethics. https://www.scu.edu/ethics/ethics-resources/ethical-decision-making/ethical-relativism/.

Kullanılan görsellerin kaynaklarına, görsellerin üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bize Destek Olmak İster Misiniz?

  • Dilerseniz Patreon hesabımız üzerinden bize aylık veya tek seferlik bağış yaparak destekte bulunabilirsiniz.

Bağış Yapmak İstiyorum!

Tufan Özdemir

Merhaba! Ben Tufan Özdemir. ODTÜ’de felsefe bölümü öğrencisiyim. Felsefe hayatın ve hayatımın büyük bir parçası oldu. Bu nedenle de bu sitedeki yazılarımın geneli felsefe üzerinedir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu