DiğerKültür/Sanat

Zaman ile Barıştıran Bir Teknik: Pomodoro

Her şeyin çok daha hızlı ilerlediği bugünlerde, zamanı yakalama çabamız zaman ile yarışmamız gerektiğini hissettirebiliyor. Peki, böyle bir yarışta kazanan olmamız mümkün mü? Bakış açımızı değiştirirsek mümkün! Zamanla yarışmasak ve barışsak nasıl olur mesela? Çünkü zamanı kovaladıkça hâlsizleşip isteksizleşiyor, zamanın farkına vardıkça ise yavaşlıyor ve daha verimli oluyoruz. Pomodoro Tekniği de tam olarak bu noktada bize destek oluyor. Peki ama nasıl? O zaman hazırsanız bu tekniği tanıyalım. 

Domates Şeklindeki Sayaçtan Pomodoro Tekniğine: Bulutlu Bir Eylül Akşamı Çalışma Verimi Artabilir mi?

Pomodoro Tekniği; yazılımcı, girişimci, mentör ve eğitmen Francesco Cirillo tarafından geliştirilmiş bir zamanı etkin kullanma tekniğidir. Pomodoro kelimesi İtalyancada “domates” demektir. Peki neden bu tekniğe domates adı verilmiştir? Cirillo 1987 yılında, sosyoloji sınavına hazırlandığı bulutlu bir Eylül akşamı, kullandığı domates şeklindeki sayacından esinlenerek tekniğini Pomodoro olarak adlandırmıştır. 1992 yılında tam anlamıyla geliştirilmiş olan bu yöntem, 1998 yılından beri kitlelere öğretiliyor. 

Çalışma Zamanının En Küçük Birimi

Bir pomodoro 25 dakikalık bir çalışma süresi demektir. Cirillo bunu Pomodoro Tekniği adlı kitabında “Çalışma zamanının atomik birimi bir Pomodorodur.” şeklinde açıklıyor ve bu çalışma ardından 5 dakikalık bir mola vermemiz gerekiyor. Dört Pomodoro yaptıktan sonra, 15 ila 30 dakika arasında uzun bir mola verip tekrar 4 Pomodoro yapmaya başlayabiliriz.

Pomodoro Teknigi

Şu an “ 25 dakika çok kısa değil mi? 5 dakikalık mola çok az değil mi? Uzun bir mola nasıl en fazla 30 dakika olabilir? Ben aralıksız 3 saat çalışabilirim.” diye düşünebilirsiniz ama burada dikkat etmemiz gereken nokta; bu tekniğin aslında zihni toparlama tekniği olduğunu görmek. Karmaşık işler, yaklaşan son teslim tarihleri düğümlenmiş bir zihne neden oluyor. Bu teknik ile amacımız, zihnimizi yapmamız gereken eylem üzerine odaklayarak sakince bu düğümleri çözmek.  

Peki Bu Düğümleri Nasıl Çözüyoruz?

25 dakikanın tamamında karar verdiğimiz işe odaklanıyoruz. Böylece zihnimizi, dışsal ve içsel faktörlerin dikkat dağıtıcı etkisine karşı eğitiyoruz. 5 dakikalık molamızda da zihnimizi işimizden uzaklaştırıyoruz ki yaptıklarımızı sindirelim. Örneğin; su almaya gidebiliriz ya da birkaç minik egzersiz yapabiliriz ama başka bir işe başlamıyoruz bu süreçte. Bu sayede, durmanın hareket hâlinde olmak kadar güçlü bir eylem olduğunu da görüyoruz. Mola bitince kaldığımız yerden ya da yeni hedefimizden devam ediyoruz!   

Bu Teknikle Hiç Yorulmayacak Mıyız?

Tabii ki yorulacağız birkaç Pomodorunun ardından. Bunu Cirillo da reddetmiyor, ama bitkin düşmüyoruz. Farkındalığımızın yüksek olduğu dinç bir yorgunluk hâli bu. Aralıksız iki üç saatlik çalışmaların ardından yaşadığımız gerek fiziksel gerek zihinsel yorgunluğa neredeyse hepimiz aşinayız öyle değil mi? O zaman neden kendimize yeni yöntemler denemek için şans vermeyelim? 

Pomodorolarım Bana Nasıl Daha Faydalı Olabilir?

Öncelikle bir Pomodoronun bölünmemesi gerekiyor, ama bu ilk başta mümkün olmayabilir. Ne de olsa yeni deniyoruz ve kendimize anlayışlı yaklaşmalıyız. Çünkü bu tekniği uyguladıkça Pomodorolarımız çok daha iyi bir hâl alıyor. En güzel kısmı, işlerimiz tahmin ettiğimizden çok daha kısa bir sürede tamamlanabiliyor ve zamanla işlerimiz için kaç Pomodoro gerekebileceğini bile tahmin edebiliyoruz. 

Pomodoro Yontemi

Biliyorsunuz ki bu bir zamanı yönetme tekniği ve en iyi şekilde uygulayabilmemiz için bugün yapmamız gereken işleri biliyor, onları öncelik sırasına göre yazabiliyor olmamız gerekiyor. Planlarımız varsa onları yönetebiliriz ama yapacaklarımızı önceden kafamızda belirlemediysek saatin kaç olduğunu bilmemize de gerek kalmaz. İşte zamana karşı farkındalığımız da böyle böyle azalmaya başlar ve hiçbir şeye yetişemediğimizi söylemeye başlarız.

Ayrıca zor ve karmaşık olan her şey bizi daha çok strese sokuyor. Pomodoro da zamandan yana strese girmeden, son teslim tarihi ile karşılaştığımızda panikle tutulup kalmadan, bize: “Zamanı bir de böyle yönetmeye ne dersin?” diyor. Böylelikle zamanla yarışmıyor, zamana eşlik ediyoruz.

O zaman gelelim Pomodoromuzun bize katkısını arttıracak bir başka önemli noktaya. Pomodorolarımızı kaydetmek. Bunu bir sayaç, kâğıt ve kalem yardımıyla çok rahat yapabileceğimiz gibi, elektronik cihazlarımıza çeşitli Pomodoro uygulamaları yükleyerek de yapabiliriz. Örneğin, Focus To Do, Forest gibi uygulamalardan yararlanabilirsiniz veya uygulama kullanmadan sayaç açmayı da tercih edebilirsiniz. Süreci daha verimli kılmak için; hedeflediğiniz bir işi yazdığınız ajanda veya defterinize, uygulayacağınız Pomodoro sayısını belirtebilir ve yaptıkça tik atabilirsiniz. Sonrasında, kaç Pomodoro ile o işi tamamladığınızı görüp görevinizin üzerini çizebilirsiniz. 

Planlarımızı ve onları uygulama şeklimizin takibini ne kadar basit tutarsak her şey o kadar akıcı ilerler. Bu nedenle, Cirillo da ilk olarak kâğıt ve kalem ile kendimizi takip etmeyi, ardından teknolojik materyalleri denememizi öneriyor.

Pomodoro Basari

Ve Beklenen Sürpriz Son !

Benim de düzenli olarak kullandığım bu yöntem umarım size de çok keyifli ve verimli gelir. Yaşam bir gelişim süreci ve harika işler başarırken süreçten keyif alabilmemizi sağlayacak her türlü metot çok değerli. Francesco Cirillo’nun “Pomodoro Tekniği” adlı kitabını okumanızı ve geliştirdiği bu yöntem hakkında bizzat onun kaleminden de bilgilenmenizi tavsiye ederim.

Reklam

Bu içeriği hazırlarken, Pomodoroyu sizlere ulaştırmak için ben de bu tekniği kullandım. 4 adet Pomodoro ile Pomodoro yazımız sizlerle. 😊

Kaynakça ve İleri Okuma

Cirillo, F. (2019). Pomodoro Tekniği: Hayat Kurtaran Zaman Yönetimi Sistemi.

Pomodoro Tekniği | Verimli bir çalışma i̇çin daha fazla bilgi edinin. (2023, August 12). Pomodoro Tekniği. https://pomodoroteknigi.com/

Bize Destek Olmak İster Misiniz?

  • Dilerseniz Patreon hesabımız üzerinden bize aylık veya tek seferlik bağış yaparak destekte bulunabilirsiniz.

Bağış Yapmak İstiyorum!

Gülay Ezgi Okan

Herkese merhaba! Ben Gülay Ezgi OKAN. Fizik öğretmeniyim. Yenilikleri çok seviyorum. Yeni insanlarla tanışmayı, yeni hayatlar ile kesişmeyi, yeni yerler keşfetmeyi ve yepyeni kitaplar okumayı çok seviyorum. Dans etmek en büyük hobilerimden biri. Hayatı deneyimleyerek yaşamayı seviyorum ve yazmak benim için büyük bir tutku. Yaşadıklarımı, öğrendiklerimi, faydalı bulduğum ya da çözmeye çalıştığım her şeyi yazmayı çok seviyorum ve bu tutkumu sizlerle paylaşmak çok değerli. Bilimle sanatla ve sevgiyle dolu okumalar dilerim.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu